7 Ekim 2009 Çarşamba

Pastel boyalara herkes gibi ben de düşkünüm.

Bir yaz ve bir miktar sonbaharı da geride bırakarak yazı yazmaya karar veriyorum. Büyük cesaret, ne gerek var, e şimdi 2 aylık bir heves bu gibi zihnimden tonlarcası geçiyor olsa bile kulak asmıyorum.
Geçtiğimiz bu son dönemde hayatımda değişen en büyük şey mezun olmam oldu falan gibi sıkıcı cümlelerle de giriş yapma ihtimalim var tabi ama bilemiyorum. Bu blogun ulaştığı kitle zaten 2 kişiden ibaret olunca daha ilginç şeylerden bahsedersem iyi olur diye düşünmüştüm. Son iki aydır çevirdiğim Osmanlı Denizcilik Tarihi ansiklopedisi hayatımı yeterince ilginç yaptı aslında. Belki de 'Suleiman the Magnificient' yok efendim 'Peter the Great' den falan bahsetsem bahsettikten sonra bileklerimi dikine kesmek pahasına hem öğretici hem ilginç hem de sıkıcı bir yazı yaşmış da olabilirim.
Bunlar hep ihtimal tabi, ama aslında ben sadece 1-2 şeyden bahsedip, sonra da izleyeceğim filmler hakkında buradan yorumlar yazmaya başlayacağımdan söz edecektim. Bu akşam Ozann'la birlikte Kampüste Çıplak Ayakları, cuma günü de '500 Days of Love' ı izleyeceğiz (Ozann henüz bilmiyor, filmlerde olduğu gibi ben biletleri önceden alıp ona sürpriz yapacağım). Nasıl izlerim bilemiyorum o zooyey miydi neydi çirkin isimli Ozann'ın saçma duygular beslediği aslında annesi yaşında olan kadın varken. Tamam kız çok şirin. Peki kabul. Çok güzel işler falan yapıyormuş, She and him'de tamam, sevebilirsin de yok efendim ' bu kız çok güzel' neymiş efendim, 'çok tatlı' diye ortalıklarda gezinmeye gerek yok gerçekten.
Ellerimle Ozann'ı bu filme götüreceğim, harika, of ama filmi merak ediyorum, büyük ihtimalle Ozann çok sevecek. Film hakkında bir şeyler yazarken o kıza karşı nötr olmaya çalışacağımdan emin olabilirsiniz.

Soldaki fotoğraf: Geçen yaz sürekli resim yaptık. Bu da onlardan bir tanesi. Ortadaki Ozann ve ayaklarında yeşil flip flopları var. Sağ üstte ben, solda zenith kameramız ve alt tarafta da Balçova'daki aqua city gününe ayıt bir enstantane.

0 comments: